Futbol dünyasından ebedi aleme göç eden çok efsaneler oldu.Nitekim ölümlü dünya ama insanın çocukluk kahramanları, rol modelleri sanki hiç ölmeyecekmiş gibi gelir insana. Aslında ölümsüzlerdir bir bakıma. Onları ölümsüz kılan bedenleri değil, zihinlerde bıraktıkları iz, yüreklerde edindikleri yerdir. Socrates benim çocukluk kahramanım falan değildi yaş itibariyle. Önce babamdan duydum adını. 1982 Dünya Kupası'nda Zico,Falcao ve Eder'le birlikte nasıl top oynadıklarını, taraflı tarafsız herkesi nasıl futbol sarhoşu ettiklerinden bahsetti. "Ona doktor derlerdi." demişti babam. Kendisini baya inceleyip araştırdıktan ve maçlarını izledikten sonra, hem futboluna hem de kişiliğine şapka çıkarmamak elde değildi. Brezilya'da dikta yönetiminin yenilmesinde payı çok büyüktü. Tıp fakültesi mezunu, futbolu bıraktıktan sonra ülke ülke dolaşıp bedava doktorluk yapmış, insanlığın en büyük hizmetkarlarındandır. Milyonların sesi olabilmeyi başarmış bir şahsiyet, sıradan yıldızların aksine herkesin gönlünde taht kurmuş bir süper kahramandır benim gözümde. O nedenle futboldan ebedi aleme göçenler arasında en çok üzüldüğüm futbolcudur. Hakkında kitap yazılması gerekip, okullarda 'İnsanlık' dersi adı altında oktulmalıdır.Yazılacak çok şey var ama kısa kesmek en güzeli, Güle güle 'Doktor' .
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder